Rengarenk yapılar solumdan arkaya kayıyordu
Uzağımdalardı da haylice
Rengarenk bir vatan hayal ediyordum lakin yok oldu
Üç müstakil binadan hallice
Kocaman bir kapıdan geçti gördüğüm
Talabet-i fenniye
Kodamanlarıydı geleceğin,şüphesiz;ama şu soru kördüğüm:
Gidiyorlar,lakin nereye?
Üstlerinde mavi gök,altlarında kızıl toprak
Ege ile Orta Anadolu'nun buluştuğu yerde
İman ederler Allah'a,anlayarak;
"Rabb de Resul de bende!"
Yürürken üzerinden,basılmaktan yok olmuş çimlerin
Durmak gelir içinden,durursun birdenbire
Bir göl kenarına oturursun,sessiz,sakin;
Hiç bu kadar zor olmamıştı geçmek;üçten dörde.
Şimdi gelir vuslatım;yarin kokusu var havada
Şimdi biter hasret;yok olur kan da,yara da.
Şimdi gül yüzünü görmek vardı ya...
İşte o an için ölebilirdim.
15 Aralık 2010 Çarşamba
22 Kasım 2010 Pazartesi
Gittiğin Ezanla Gel
Hani,seni ezanla uğurlamıştım,akşam ezanıyla
Bir ramazan günüydü
Seni bindirdiğim otobüsün muavini orucunu açıyordu
Ve ben,
Bindiğin otobüsün camından torpilliydim.
Sağolsun,göstermişti seni bana.
Hani o ezan...
İkimizin de can kulağıyla dinlediği
Hani o toz,camdan,mübarek tenine yapışan
Senin tenine bulaşan,necaset olamaz ya gerçi...
Gittiğin ezanla,dönsen diyorum.
Bir ramazan günüydü
Seni bindirdiğim otobüsün muavini orucunu açıyordu
Ve ben,
Bindiğin otobüsün camından torpilliydim.
Sağolsun,göstermişti seni bana.
Hani o ezan...
İkimizin de can kulağıyla dinlediği
Hani o toz,camdan,mübarek tenine yapışan
Senin tenine bulaşan,necaset olamaz ya gerçi...
Gittiğin ezanla,dönsen diyorum.
1 Kasım 2010 Pazartesi
Vakitsiz
Gece 02:08 ve aklımda sen varsın
Gündüz olacak en aşağı 07:08 ve aklımda sen olacaksın
Ertesi gece yine 02:08'i gösterecek saatler...
Alnının çatına kuraydım,akrep ile yelkovanı.
Gece olmuş 02:11 ve aklımda sen
Sabah olacak en aşağı 07:11 ve yüreğimde gülüşlerin
Nasip olursa görmek ertesi günkü 02:11'i...
Avcunun içine kuraydım,akrep ile yelkovanı.
Gündüz olacak en aşağı 07:08 ve aklımda sen olacaksın
Ertesi gece yine 02:08'i gösterecek saatler...
Alnının çatına kuraydım,akrep ile yelkovanı.
Gece olmuş 02:11 ve aklımda sen
Sabah olacak en aşağı 07:11 ve yüreğimde gülüşlerin
Nasip olursa görmek ertesi günkü 02:11'i...
Avcunun içine kuraydım,akrep ile yelkovanı.
1 Ekim 2010 Cuma
Sükût-u Hayal-i Şehr-i İstanbul
Seni tüm dillerde ifade edememek ne acı
Sağlam bir sükût-u hayal.
Hani Kâbe'yle buluşur ya hacı
İşte anlatmaya çalıştığım o olay.
Sağlam bir sükût-u hayal.
Hani Kâbe'yle buluşur ya hacı
İşte anlatmaya çalıştığım o olay.
27 Eylül 2010 Pazartesi
Taksim-Beşiktaş Tabanvay Hattı
Üsküdar sağ,Beykoz sol gözün
Burnundan bir rüzgar esiyor
Ve ben,dilinin ucunda
Galatasaray'dayım.
Saçların Kadıköy'e uzanmış,
Maltepe'ye uçları değiyor.
Ve ben alnını karışlıyorum.
Güzeller güzeli!Çamlıca Ormanı'nda.
Çenen Taksim'e tekabül ediyor haritamda
Sağ kulağın Eminönü.
Yeni Cami'den yankılanıyor ezan sesleri,
Duyuluyor Rumeli Hisarı'ndan.
İnci dişlerinin yanında,
Çırağan ne ki?
Büyük Mecidiye görünüyor,dudaklarından.
Kuruçeşme'ye kadar yürüyorum Galatasaray'dan,
Senin için yorulmak ne ki?
Beylerbeyi burnuna takılmış bir hızma sanki
Bu kadar çirkin olduğun için,Yaradan'a kızma.
Şunu bil ki sen her göze çirkinsin,
Benimkiler dışında.
Burnundan bir rüzgar esiyor
Ve ben,dilinin ucunda
Galatasaray'dayım.
Saçların Kadıköy'e uzanmış,
Maltepe'ye uçları değiyor.
Ve ben alnını karışlıyorum.
Güzeller güzeli!Çamlıca Ormanı'nda.
Çenen Taksim'e tekabül ediyor haritamda
Sağ kulağın Eminönü.
Yeni Cami'den yankılanıyor ezan sesleri,
Duyuluyor Rumeli Hisarı'ndan.
İnci dişlerinin yanında,
Çırağan ne ki?
Büyük Mecidiye görünüyor,dudaklarından.
Kuruçeşme'ye kadar yürüyorum Galatasaray'dan,
Senin için yorulmak ne ki?
Beylerbeyi burnuna takılmış bir hızma sanki
Bu kadar çirkin olduğun için,Yaradan'a kızma.
Şunu bil ki sen her göze çirkinsin,
Benimkiler dışında.
24 Eylül 2010 Cuma
Deli Filolog/Kafama Taktığım Huni
Ben senin bana yolladığın mesajları
Kategorilere ayırmaktan mutlu olan
Ünlü bir sanatçıymışsıncasına
Senle ilgili her haltın koleksiyonunu yapan
Meczubun teki
Sense
Sense'siz yaşamaktan sıkılmamın tek sebebee
Ömrümün arısı,balı,peteği.
Ben,harbi sağlam deli.
Kategorilere ayırmaktan mutlu olan
Ünlü bir sanatçıymışsıncasına
Senle ilgili her haltın koleksiyonunu yapan
Meczubun teki
Sense
Sense'siz yaşamaktan sıkılmamın tek sebebee
Ömrümün arısı,balı,peteği.
Ben,harbi sağlam deli.
19 Eylül 2010 Pazar
1
Bir ranzanın üstüymüş bana layık görülen
Koca bir tepe de sana
Bir gün ki tekrar tekrar ölünen
Bu kadar cenaze yetmedi mi bana?
Koca tepeler aştım sana ulaşana kadar
Yine de varamadım vuslata.
Ne saraylar gezdim,ama neye yarar
Sen hem Kız kulemsin,hem de Galata.
Koca bir tepe de sana
Bir gün ki tekrar tekrar ölünen
Bu kadar cenaze yetmedi mi bana?
Koca tepeler aştım sana ulaşana kadar
Yine de varamadım vuslata.
Ne saraylar gezdim,ama neye yarar
Sen hem Kız kulemsin,hem de Galata.
4 Eylül 2010 Cumartesi
3
Adımın yanına en çok yakışan ad seninki
Ve ellerinin en güvenli şekilde kaybolabileceği yer
Avuç içlerim.
Adının yanına en çok yakışan sıfat nedir ki
Belki kraliçe,belki gülümsü,belki dikenli.
3 halükarda da benimsin 3 halükarda da bende.
Gözlerinin,içinde en güvenli şekilde kaybolabileceği gözlerin
Sahibi benim.
Gözlerine yakıştırılacak en güzel sıfat nedir ki
Belki çakır,belki ela,belki delici.
3 halükarda da benim gözlerime bakacaklar 3 halükarda da bana.
Bir kar tanesi veya yağmur damlacığı
Damlayan bir kar eriyiği
Ya da çiseleyen bir yağmur tanesi
Sana en yakışan isim hangisi?
Belki su,belki ekmek,belki cennet bahçesi.
Ve ellerinin en güvenli şekilde kaybolabileceği yer
Avuç içlerim.
Adının yanına en çok yakışan sıfat nedir ki
Belki kraliçe,belki gülümsü,belki dikenli.
3 halükarda da benimsin 3 halükarda da bende.
Gözlerinin,içinde en güvenli şekilde kaybolabileceği gözlerin
Sahibi benim.
Gözlerine yakıştırılacak en güzel sıfat nedir ki
Belki çakır,belki ela,belki delici.
3 halükarda da benim gözlerime bakacaklar 3 halükarda da bana.
Bir kar tanesi veya yağmur damlacığı
Damlayan bir kar eriyiği
Ya da çiseleyen bir yağmur tanesi
Sana en yakışan isim hangisi?
Belki su,belki ekmek,belki cennet bahçesi.
21 Ağustos 2010 Cumartesi
Jet Hızıyla Je T'aime
Bir zevk ve sefa değildir istediğim
Ancak sen veya sen.
Büyük şevk ile çekerim cefayı
Çünkü sen,sen,sen.
Ancak sen veya sen.
Büyük şevk ile çekerim cefayı
Çünkü sen,sen,sen.
17 Ağustos 2010 Salı
İstiklal'de
Birinin omuzlarına,bazen
Pahalı bir iftar sofrasında
İki melek konar
Üçüncü melek de kendisidir belki,lakin konamaz,
Adı.
İnsan neden doyamaz?
İnsan doymalara doyamadığı için doyamaz.
Hatta doymalara doyamamaya doyamadığı için doyamaz.
Hatta doymalara...
Hattı zatında,insan doyamaz.
Aslında yeterlidir,o,İstiklal Caddesi'ndeki halk lokantasında satılan,
Astarı yüzünden pahalıya gelen -sadece yediğin ekmek dahi verdiğin para ederindedir,Allah seni inandırsın-,
Mercimek çorbası.
Evet,Allah istese,mercimek çorbasını da inandırır,
Ezogelin olduğuna.
Azıcık yaş yeterlidir ağlamaya,lakin insan doyamaz.
Aslında yeterlidir,o,İstiklal Caddesi'ndeki halk lokantasında dökülen,
İçtiğin mercimek çorbasına karışan,bir iki damla gözyaşı.
Çorbayla,-fıtraten- doyulmadığı için bir karışık ızgara istenir sofranın ortasına.
Sadece etleri yenir,her çeşidiyle.Köftesi,pirzolası,tavuk şişi,kuşbaşısıyla.
Artık o bulgur pilavı suda amaçsız kaynamıştır,o biber boş yere közlenmiş,
Pideler onca etin altına boş yere dizilmiştir.
Figüran bile olamamıştır onca nimet,
Bu,konusu Ramazan olan,belgesel tadındaki filmde.
Zira bir figüran,bir saniye de olsa görünür,
Filmin herhangi bir yerinde.
İnsan neden doyamaz?
İnsan!Doy/ama/z/annetme ki;
Tokluğun kalıcıdır.
İnsan,doymalara doyamamaya doyamadığı için doyamaz.
Pahalı bir iftar sofrasında
İki melek konar
Üçüncü melek de kendisidir belki,lakin konamaz,
Adı.
İnsan neden doyamaz?
İnsan doymalara doyamadığı için doyamaz.
Hatta doymalara doyamamaya doyamadığı için doyamaz.
Hatta doymalara...
Hattı zatında,insan doyamaz.
Aslında yeterlidir,o,İstiklal Caddesi'ndeki halk lokantasında satılan,
Astarı yüzünden pahalıya gelen -sadece yediğin ekmek dahi verdiğin para ederindedir,Allah seni inandırsın-,
Mercimek çorbası.
Evet,Allah istese,mercimek çorbasını da inandırır,
Ezogelin olduğuna.
Azıcık yaş yeterlidir ağlamaya,lakin insan doyamaz.
Aslında yeterlidir,o,İstiklal Caddesi'ndeki halk lokantasında dökülen,
İçtiğin mercimek çorbasına karışan,bir iki damla gözyaşı.
Çorbayla,-fıtraten- doyulmadığı için bir karışık ızgara istenir sofranın ortasına.
Sadece etleri yenir,her çeşidiyle.Köftesi,pirzolası,tavuk şişi,kuşbaşısıyla.
Artık o bulgur pilavı suda amaçsız kaynamıştır,o biber boş yere közlenmiş,
Pideler onca etin altına boş yere dizilmiştir.
Figüran bile olamamıştır onca nimet,
Bu,konusu Ramazan olan,belgesel tadındaki filmde.
Zira bir figüran,bir saniye de olsa görünür,
Filmin herhangi bir yerinde.
İnsan neden doyamaz?
İnsan!Doy/ama/z/annetme ki;
Tokluğun kalıcıdır.
İnsan,doymalara doyamamaya doyamadığı için doyamaz.
13 Ağustos 2010 Cuma
Dava
Davam,davan,davası...
Dava arkadaşları ve dava davarları.
Dava dava diye yıllarca koş,
Sonra jeton düşer,ah ne boş,ne boş.
Bir ömür harcar Marksisti,Komünisti,Leninisti...
Ne ölünce şehittir,ne sakatken gazi.
***
Dava adamı olmak boş...(Keşke herkes bilse)
Dava adam değilse.
Dava arkadaşları ve dava davarları.
Dava dava diye yıllarca koş,
Sonra jeton düşer,ah ne boş,ne boş.
Bir ömür harcar Marksisti,Komünisti,Leninisti...
Ne ölünce şehittir,ne sakatken gazi.
***
Dava adamı olmak boş...(Keşke herkes bilse)
Dava adam değilse.
12 Ağustos 2010 Perşembe
Dilin Kokusu
Hadi anladım;yastığıma sindirdin kokunu
Bu kadar güzel kokmak zorunda mıydın sen?
Hadi koktun diyelim;eyvallah.
Bütün kokularda seni duymak zorunda mıyım ben?
Alayım elime şu kalemi,bir iki satır karalayayım diyorum,
Hiç,kalemi bastırıp sana eziyet eder miyim?
Bembeyaz kağıt önümde;şiir yazamıyorum.
Bembeyaz teninin ellerimde,
Olmaması hasebiyle.
Hani "Öztürkçe" uğruna yitirdiğimiz edebîlikler vardı
"Eski moda" kelimeler işte,bilirsin
Dilimiz fazlaca sathî ve ilimsiz ya artık
İşte buna sebep sensin.
Bu kadar güzel kokmak zorunda mıydın sen?
Hadi koktun diyelim;eyvallah.
Bütün kokularda seni duymak zorunda mıyım ben?
Alayım elime şu kalemi,bir iki satır karalayayım diyorum,
Hiç,kalemi bastırıp sana eziyet eder miyim?
Bembeyaz kağıt önümde;şiir yazamıyorum.
Bembeyaz teninin ellerimde,
Olmaması hasebiyle.
Hani "Öztürkçe" uğruna yitirdiğimiz edebîlikler vardı
"Eski moda" kelimeler işte,bilirsin
Dilimiz fazlaca sathî ve ilimsiz ya artık
İşte buna sebep sensin.
7 Ağustos 2010 Cumartesi
918
Mobilize aşk ve ölen beyin hücreleri
En fazla dokuz yüz on sekiz harften müteşekkil,
Sözümona "kısa" mesajlar/Gelen ve gidenleri,
Postmodern şiir
Argo konuşmak isteği
Modernliğe "posta koymak"
Şiiri dokunmatik ekrana tuşlarken
Çekirdek "çit"lemek nereye kadar?
Dibine kadar ilkellik.
Küba'da-ki kuşların yemi
Bizde dert-lik.
Anlamsızlık fırtınası ve birilerine benzeme çabası
Ama/tör şairler vesair.
Veşair.
En fazla dokuz yüz on sekiz harften müteşekkil,
Sözümona "kısa" mesajlar/Gelen ve gidenleri,
Postmodern şiir
Argo konuşmak isteği
Modernliğe "posta koymak"
Şiiri dokunmatik ekrana tuşlarken
Çekirdek "çit"lemek nereye kadar?
Dibine kadar ilkellik.
Küba'da-ki kuşların yemi
Bizde dert-lik.
Anlamsızlık fırtınası ve birilerine benzeme çabası
Ama/tör şairler vesair.
Veşair.
24 Temmuz 2010 Cumartesi
Fakir Edebiyatı
Bilmez miydim sana şiir bulmayı bir yerlerden
Cemal Süreya ya da Necatigil'den
Geniş zamanlar umduğunu duyurabilirdim sana veyahut
8:10 vapurunu kaçırdığın dökülebilirdi dilimden
Lakin şiir istemsizce geldi dilimin ucuna ve
Mektubumun kenarını yaladım
Gönderemediğim bir mektuptun
Postahanede tek başıma kaldım.
Ne imgelemler feda ettim senin için
Ne kasıntı kafiyeler
Ne teşbih-i beliğ ne kapalı istiare idin gözümde
Sadece bir redif,ömrün her dizesinde tekrar edilen.
Cemal Süreya ya da Necatigil'den
Geniş zamanlar umduğunu duyurabilirdim sana veyahut
8:10 vapurunu kaçırdığın dökülebilirdi dilimden
Lakin şiir istemsizce geldi dilimin ucuna ve
Mektubumun kenarını yaladım
Gönderemediğim bir mektuptun
Postahanede tek başıma kaldım.
Ne imgelemler feda ettim senin için
Ne kasıntı kafiyeler
Ne teşbih-i beliğ ne kapalı istiare idin gözümde
Sadece bir redif,ömrün her dizesinde tekrar edilen.
17 Haziran 2010 Perşembe
Kırk Dokuz Buçuk
Neden mi yaşamaktansa sevmek gerek?
Yaşamın sonu geliyor aşk ölümsüz
Yaşamaya herkesin gönlü var aşka kimileri gönülsüz
Yaşamın amacı vardır aşk hedefsiz
Aşk her daim gönülde ama
Çocukluk anılar ve yarınlar hayaldir
Ve o hayale koşarken uzundur yol
Vereceğim en iyi örnek o aynadaki yüzün sahte sahibi.
Geldim gördüm dünyayı ve bitti,işte son...
Ces sont toutes mes raisons*
*İşte bunlar tüm sebeplerimdir
Yaşamın sonu geliyor aşk ölümsüz
Yaşamaya herkesin gönlü var aşka kimileri gönülsüz
Yaşamın amacı vardır aşk hedefsiz
Aşk her daim gönülde ama
Çocukluk anılar ve yarınlar hayaldir
Ve o hayale koşarken uzundur yol
Vereceğim en iyi örnek o aynadaki yüzün sahte sahibi.
Geldim gördüm dünyayı ve bitti,işte son...
Ces sont toutes mes raisons*
*İşte bunlar tüm sebeplerimdir
Evvelden Ahire
İstanbul;içindeyken dahi özlediğim şehir.
Dışında olduğum ender vakitler
En dar vakitlerdi
Ve o en dar vakitler
Genleşmiş yarınlara hazırlık misali.
Dışında olduğum ender vakitler
En dar vakitlerdi
Ve o en dar vakitler
Genleşmiş yarınlara hazırlık misali.
31 Mayıs 2010 Pazartesi
Bilfiil
Sor bakalım,
O çok sevdiğin arkadaşlarının
Çok sevdikleri "sevgili"lerinden
Şu ana kadar,kendilerine "Seni seviyorum" dendiğinde
"Bilmukabele!" diyen olmuş mu?
O çok sevdiğin arkadaşlarının
Çok sevdikleri "sevgili"lerinden
Şu ana kadar,kendilerine "Seni seviyorum" dendiğinde
"Bilmukabele!" diyen olmuş mu?
21 Mayıs 2010 Cuma
Beni Sevmen...
Beni sevmen...
Nasıl anlatılır ki
Bir yel esişinin güneşte cayır cayır yanmış tene değişi
Değişilmezim
Değişme beni!
Beni sevmen...
Nasıl bir his ki
Beni ben yapan
Beni sende seni bende var eden
Var ki ediyor!
Seviyorum
Nasıl anlatılır ki
Bir yel esişinin güneşte cayır cayır yanmış tene değişi
Değişilmezim
Değişme beni!
Beni sevmen...
Nasıl bir his ki
Beni ben yapan
Beni sende seni bende var eden
Var ki ediyor!
Seviyorum
19 Mayıs 2010 Çarşamba
Vallahi Aynı Hissiyat
Hüzün sevincin anahtarıymış
Ben bugün bunu gördüm ve de
Her zamanki gibi,müthiş bir İstanbul var bugün
Karşıyaka'dan Alsancak'a
Ya da Beşiktaş'tan Kadıköy'e
Aynı hissiyat
Boğaziçi Köprüsü olmasa da Altınyol'u var İzmir'imin
Gavurluğuna inat
Huzur amaçsızlık demekmiş
Ben bugün bunu gördüm ve de
Göremesem de biliyorum
Her zamanki gibi müthiş bir İzmir var bugün
Ben bugün bunu gördüm ve de
Her zamanki gibi,müthiş bir İstanbul var bugün
Karşıyaka'dan Alsancak'a
Ya da Beşiktaş'tan Kadıköy'e
Aynı hissiyat
Boğaziçi Köprüsü olmasa da Altınyol'u var İzmir'imin
Gavurluğuna inat
Huzur amaçsızlık demekmiş
Ben bugün bunu gördüm ve de
Göremesem de biliyorum
Her zamanki gibi müthiş bir İzmir var bugün
16 Mayıs 2010 Pazar
Mahkeme Duvarına Yansıyan Yüz,Yüz Bir,Yüz İki
Boyuna şiir yazıyorum,
Enine boyuna hem de.
Boyuna eleştirilip yargılansam da,
İşte gururum yerde.
En iyi bildiğim olay dildi ve
Anlatmaya çalıştığım iki kelamdı hep;
Kelam-ı Allah ve Kelam-ı Muhammediye.
Dökülen kan dökülen dil...
Hepsi mübarekti bu yolda
Ezeli ve ebediyyen.
Hep birilerinden bahsedilen şiirlerimin kıblesini
Döndürdüm ilk kez kendime
İşte kendimi anlatıyorum bu şiirde
Bu şiir de beni anlatıyor işte.
Yüz kızartıcı suçların mahkemesi
Kuruldu avluma evet
Lakin şirkti
Günahını Allah'tan büyük bellemek
Uzun ya da kısa
Yazılan her şiir
Allah'ı anlatır
Yazılsa da bir kıza
Kısa ya da uzun
Edilen her kelam
Allah'a aittir
Yaşları gözün
Allah'a akar
Akar,
Akar...
Aktı ve set çekmedim önlerine
Gören riya zannettiyse de
Ben akıttım onları
İçimde patlamasın diye
Onca on,on bir,on iki
İşte,günahla yoğrulduysa da
Kutlu yol,bitmeyen öykü
İşte ben,Bakırköylü
Enine boyuna hem de.
Boyuna eleştirilip yargılansam da,
İşte gururum yerde.
En iyi bildiğim olay dildi ve
Anlatmaya çalıştığım iki kelamdı hep;
Kelam-ı Allah ve Kelam-ı Muhammediye.
Dökülen kan dökülen dil...
Hepsi mübarekti bu yolda
Ezeli ve ebediyyen.
Hep birilerinden bahsedilen şiirlerimin kıblesini
Döndürdüm ilk kez kendime
İşte kendimi anlatıyorum bu şiirde
Bu şiir de beni anlatıyor işte.
Yüz kızartıcı suçların mahkemesi
Kuruldu avluma evet
Lakin şirkti
Günahını Allah'tan büyük bellemek
Uzun ya da kısa
Yazılan her şiir
Allah'ı anlatır
Yazılsa da bir kıza
Kısa ya da uzun
Edilen her kelam
Allah'a aittir
Yaşları gözün
Allah'a akar
Akar,
Akar...
Aktı ve set çekmedim önlerine
Gören riya zannettiyse de
Ben akıttım onları
İçimde patlamasın diye
Onca on,on bir,on iki
İşte,günahla yoğrulduysa da
Kutlu yol,bitmeyen öykü
İşte ben,Bakırköylü
Farz-ı Misal...
Soruluyor neden düzyazı yazmadığım
İyi de ben dümdüz yazı yazamam ki
Duramam süslerim bir yerlerini
Edebiyatın fahişesi olurlar vallahi
İyi de ben dümdüz yazı yazamam ki
Duramam süslerim bir yerlerini
Edebiyatın fahişesi olurlar vallahi
12 Mayıs 2010 Çarşamba
Terbiyesiz!
Ne fenadır ki ben hala
Şiir yazmaktayım sana
Keşke yazamasaydım
Bir nazımsallık hakim olsaydı edebiyatıma
İki kelamı bir araya getiremeseydim
Gözlerinde o aranılan erotizm yok senin
Çünkü çok içlerde gizli ve çok korunmuş
Bastırılan kontrol edilen
Domine edilen bir pornografi
Kurulmuş göz çukurlarına
Bu kadar terbiyesiz kelam
Sana şiir yazmanın anlamsızlığına atfendir
Şiir yazmaktayım sana
Keşke yazamasaydım
Bir nazımsallık hakim olsaydı edebiyatıma
İki kelamı bir araya getiremeseydim
Gözlerinde o aranılan erotizm yok senin
Çünkü çok içlerde gizli ve çok korunmuş
Bastırılan kontrol edilen
Domine edilen bir pornografi
Kurulmuş göz çukurlarına
Bu kadar terbiyesiz kelam
Sana şiir yazmanın anlamsızlığına atfendir
5 Mayıs 2010 Çarşamba
Nem
Yaşlanmışız dostum
Sönen ferden anla
Yaşlandık işte
Geçen onca ayla
Yılla
Onyılla
Yaşlanmışız kardeşim,zira
Yaşlarımız kurdeşen
Göz çukurlarımızda
Yaşlanmışız arkadaş
Kurulanmak gerek
Sönen ferden anla
Yaşlandık işte
Geçen onca ayla
Yılla
Onyılla
Yaşlanmışız kardeşim,zira
Yaşlarımız kurdeşen
Göz çukurlarımızda
Yaşlanmışız arkadaş
Kurulanmak gerek
3 Mayıs 2010 Pazartesi
Bu Şiir Adsız Da Güzel
Manidarlığına vuruldum hayatın
Ve Ramazan ayında okunan
Mânilerin yarlığına
Asırlardır olduğu gibi
Davulcularla izdivaçtalar hala
Varlığına vurulunası;
"Manidar" diye bir kelime var
Ve de
Akşam yemeğinden sonra kılınan
İkindi namazı
Ve Ramazan ayında okunan
Mânilerin yarlığına
Asırlardır olduğu gibi
Davulcularla izdivaçtalar hala
Varlığına vurulunası;
"Manidar" diye bir kelime var
Ve de
Akşam yemeğinden sonra kılınan
İkindi namazı
2 Mayıs 2010 Pazar
Sualizma
Neden,söyler misin
Varız veyahut
Varız zannetmekteyiz
Nedendir nefes
Su içmek
Yemek yemezsek
Ölme zorunluluğu
Niçin okul
İnsan niçin okur
Niye okunur ki
Ezanlar
Ve neden
İnsan soru sorar
Öğrenme eylemi "soru"yla başlıyorsa
Neden bu şiirin adı "Sualizma"?
Aynı mânâdalardır biliyorum
Peki o zaman söyler misin
Yine niye sekizi on geçti?
Yanımda can dostlarım Akrep ile Yelkovan...
Yürüyorum.
Varız veyahut
Varız zannetmekteyiz
Nedendir nefes
Su içmek
Yemek yemezsek
Ölme zorunluluğu
Niçin okul
İnsan niçin okur
Niye okunur ki
Ezanlar
Ve neden
İnsan soru sorar
Öğrenme eylemi "soru"yla başlıyorsa
Neden bu şiirin adı "Sualizma"?
Aynı mânâdalardır biliyorum
Peki o zaman söyler misin
Yine niye sekizi on geçti?
Yanımda can dostlarım Akrep ile Yelkovan...
Yürüyorum.
24 Nisan 2010 Cumartesi
The Bosphorus/Varsın Olsun
Ne kadar manidar ki
Boğazda güneş,-varsın olsun!-
Gözlerimde sağanak...
Gelmeyeceksin.
Gel haydi,bir oyun oynayalım
Boğaza bakmadan,boğazdan konuşulan
Dur öyle!
Sayayım boğazı gözlerinde...
Çırağan Sarayı,Galatasaray,Feriye...
Birkaç yıkık hüzünden gayri ne bıraktın geriye?
Boğazda güneş,-varsın olsun!-
Gözlerimde sağanak...
Gelmeyeceksin.
Gel haydi,bir oyun oynayalım
Boğaza bakmadan,boğazdan konuşulan
Dur öyle!
Sayayım boğazı gözlerinde...
Çırağan Sarayı,Galatasaray,Feriye...
Birkaç yıkık hüzünden gayri ne bıraktın geriye?
22 Nisan 2010 Perşembe
15 Nisan 2010 Perşembe
Karakol Beyaz Sayfa
Aynaya bak da gör demiyorum kendini!
Ayna sıfatını tattırır sana lakin,
Şiirlerimde bir "sıfatsız sen" var.
"Aynasız"ımsın sen,
Ama sevilen cinsten.
Vaktiyle mahkeme duvarı misali yüzüm,
Vesilenle,vesikalık bir fotoğraf artık.
İşte fotojenik yalnızlık.
Karakolda ayna var diyorlar.
Sadece seni görmek için,
Bir tepsi baklava çalmış süsü verip kendime,karakola düşeceğim.
Polis abilere de ikram ederim hem.
Tepsinin en ortasından başlarlar kesin yemeye...
Hani baklavanın en şerbetlisi,en az kızarmışı ordadır işte;
Yüreğin bir Konya Ovası...
Sığabildiğime göre içine!
Ayna sıfatını tattırır sana lakin,
Şiirlerimde bir "sıfatsız sen" var.
"Aynasız"ımsın sen,
Ama sevilen cinsten.
Vaktiyle mahkeme duvarı misali yüzüm,
Vesilenle,vesikalık bir fotoğraf artık.
İşte fotojenik yalnızlık.
Karakolda ayna var diyorlar.
Sadece seni görmek için,
Bir tepsi baklava çalmış süsü verip kendime,karakola düşeceğim.
Polis abilere de ikram ederim hem.
Tepsinin en ortasından başlarlar kesin yemeye...
Hani baklavanın en şerbetlisi,en az kızarmışı ordadır işte;
Yüreğin bir Konya Ovası...
Sığabildiğime göre içine!
7 Mart 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)